Yarin, bugunden cok daha guzel olacak…

5 Posted by - 09 Mart 2016 - Ana Sayfa, Genel

Gecen yil bu vakitlerde babam kendini Safranbolu’da bulunan evimizin sulama havuzuna atarak hayatina son verdi. Ardinda biraktigi mektuba “Bu sefil ve yalniz hayati artik ben cekemiyorum.” diye baslamisti.

Yakin cevrem disinda cogu insan babamin vefatindan bile bihaberdir. Vefatlarin sosyal medyadan duyrulmasi bana pek ilgi cekici gelmiyor. Yapanlara da neden yapiyorsun deme hakkim zaten yok.

Iki yila yakindir memlektten uzaklarda yeni bir hayat kurmaya calisiyorum. Ne kadar basardim tartismaya hala acik. Bu yaziyi yazma sebebim de Cemal Sureya’nin siirindeki etkiyi yakalamak degil. Kendi icimdeki arayisim devam ediyor. Buyuk ihtimalle de hic bir zaman bu sorulari tamamlayamayacagim. Kendi ozumuze inmeye calismak ve her konuda oncelikle kendimize sorular yoneltmek bir hayli mesakatli bir egzersiz.

Babam ile olmeden once yaptigimiz konusmalarin birinde, ne zaman mudur olacagimi ya da ona yakin bir sey sormustu. Ebeveynlere kizmak, onlari geri kalmislikla suclamak gunluk rutinlerimiz arasinda en ust siralarda yer aliyor. Cogu zaman haksiz olmakla beraber cok sonralari uzulecegimiz olaylarin da baslangiclarina kendimiz imkan veriyoruz.

Babamin sorusuna yanlis hatirlamiyorsam biraz onun duymak istedigi, biraz da benim soylemek istediklerimden olusan sallama bir cevap vermistim.

Oysa ozgur ve bagimsiz bireyler olmamiz yeterdi baba. Adi mudur olan ama tasmasini bir baskasinin tuttugu bir hayat ne kadar basarili sayilabilirdi? Bankada duran ama kullanamadigin paralarin ne anlami vardi? Millet ne der diye memur tadinda mudur hayati yasamanin, baskasinin yonlendirmesi ile hareket eden kollarin basarisindan bahsedebilir miydik? Boyle bir evlata sahip olmaktan gurur duyar miydin? Duymazdin sanirim. Zenginlik, basari bu muydu? Degildi baba! Zenginlik babanin cenazesine Amerika’da oldugun icin katil(a)mazken, arkadaslarinin kar kis demeden katilmak icin can atmasiydi. Oyle mudurler ile tanistim ki baba, yarin olse tabutu musalla tasinda gunlerce kalir. Bos verebilseydin keske bu toplum tarafindan uzerimize yuklenen sacma dertler ile ugrasmayi. Keske bizi, biz olabildigimiz icin sevdigin ile yetinebilseydin. Buyuk oglunun ne kadar iyi bir insan olabildigi sana yetseydi keske. Kucugunu de oldugu gibi birakabilseydin.

Peki, ben sadece babamin olum yildonumu vesilesi ile mi bunlari yaziyorum? Hayir! Babamin olumu ile yillardir sorguladigim cogu seyin daha da anlamsizlastigini fark ettim. Hayat gunluk sorunlari onemseyerek mutsuz olmak icin haddinden fazla kisaydi. Yarin bize ne olacagi sorusu, her gun yinelenen bir sirdi.

Insanin elindekinin kiymetini kaybettikten sonra anlamasi yeni degildi ve de asla eskimeyecek idi.

Gecen gun Turkiye’den bir arkadasim ile konusurken konu mutsuzlugumuza ya da sikintilarimiza geldi. O an kendisine de soyledigim seyi buraya da not etmek isterim. Burada yazdiklarim aslinda en basitinden kendime yazdigim notlar. Okuyanlar var ise o da isin vitamini…

4 yil once Buyukcekmece’de ailem ile yasiyordum ve bu durumdan rahatsizdim. Is yerim Besiktas’da idi ve her sabah 04:50’de uyaniyor dus, kahvalti gibi isleri halledip saatte 1 km hiz ile giden bir minibus ile servisin beni alacagi yere kufur/dua esligi ile gidiyordum. Imam benden 20 dakika sonra ezani okuyordu genelde! Trafikte cift yon ortalama 5 saat harciyordum. Bunun tek iyi yani okudugum kitaplar oluyordu. Yaptigim is ile az para kazandigimi dusunuyor, bununla da kendimi sikintilara sevk ediyordum. 9 yillik bir iliskiyi ne bitirebiliyor ne de devam ettiriyordum. Kendimi salak bir iliski taniminin oznesi yaparken, yanimda eski sevgilimi de surukluyordum(Ozur dilerim Ayse!). Haftanin en az 3 gecesi raki siselerine tupsuz daliyor, yedigim vurgun ile anca uyuyabiliyor, sabaha daha mutsuz ve bitik bir sekilde uyaniyordum. Ortalama 1, alkollu gecelerde 1 bucuk paket sigara iciyordum. Yasadigim hayatin her aninda mutsuzdum! Mutsuzlugum bana buyuk gelince kalanini ailem ile paylasiyor, yok yere onlari da kiriyordum.

Bugun yukarida bahsettigim hayatin % 60’dan fazlasini degistirdim. Oncelikle Amerika’ya bir sekilde tasindim. Geldigim ilk gun asik oldum ve bir kac ay once evlendim. Kendime ait bir evim var. Sabahlari 07:00 gibi uyaniyor, gidecegim yere yuruyerek gidiyorum. Trafikte artik 1 dakika bile harcamiyorum. Alkolu sadece bira seviyesine indirdim ve onu da minimum seviyede tuketerek tadini almaya calisiyorum. Sigarayi birakali tam 10 ay oldu! 4 sene onceye gore cok mutluyum! Ama sikintilarim yok mu? Var! Hem de birden fazla ve ciddi sikintilarim var ama daha once de dedigim gibi babamin vefatindan sonra bunlara cok takilmamaya calisiyorum. Hala mudur degilim ama mutluyum! 4 yil onceye gore, inanilmaz mutluyum. En onemli olan ise daha hafifim artik.

Eger bundan sonra bir yasam varsa, babami o gun, o dev kalabaligin icinde bulacak ve “Mudurlugunun amina koyayim baba, bu kisa hayatin en onemli kismi mutlu olabilmekmis! Her gune sevdiklerin ile gunaydin diyebilmek para ile satin alinamayacak kadar ozel bir duyguymus. Keske o gece seytanlarina laf gecirebilseydin de sana gostermeme izin verseydin!” diyecegim…

Bugun edindigimiz dertler ve sikintilar, eger ne istedigimizi bilirsek guzel olaylarin ilk adimlari olarak hayatimizda yerlerini alyor. O sebeple yarinlar, bugune gore cok daha guzel olacak. Istemeye ve kosmaya devam!

Sayonara!

Street View

Street View

 

No comments

Leave a reply

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: